Şaraplar içtim karaf karaf,
Yolumu bilemedim evim ne taraf?
Kafamsa ah.. tamamen hoşaf..
Yerle gök arası sanki bir araf.

Muhabbet hoş, katıksızdı, saf..
Ama hepsi içi dolu boş laf,
Tam anlamıyla lafügüzaf.
Bize lazım günahlardan af..
Bi labirente doğuyosun,
Çıkışa nasıl varıcağını bilmiyosun.
Sağa sapıyosun bazen.. bazense sola..
Gözünü kapayıp dümdüz..
Ya da pişman olup geriye..

Arkana bakıyosun bi karmaşa!
Önünse uzanan belirsiz bi umut..
Zaman zaman çok eminken sapaklarından,
Yeri geldiğinde de bi o kadar değilsin.

Yardım edecek kimse yok.
Sadece tepende güneş ve ay,
Bi de sana arkadaşlık eden yıldızlar..

Sıkılıyosun, “yeter artık” diyosun, ya da bıkıyosun..
Ama başka seçeneğin yok!
Tek seçeneğin, bisürü seçeneğin olan bu seçenek.

Çıkışı bir tek o labirenti yapan, seni de oraya koyan biliyo.
Sense kobay faresi, tıpkı diğerleri gibi,
Sağa, sola, ileri, geri..
Sonunda şeker varmış!...
...yersen
Bi kedi olmak vardı şimdi...
Miskin miskin oturan bi pisi.
Sırtını güneşe vermiş,
Sokakta bir sevgi dilencisi.

Tek derdimiz olsun Mart'ta.. sevişmek
Yemek bulduğunda yemek,
Sevgi gördüğünde sömürmek.

Bi kedi olmak lazım şimdi...
Köpeklere kafa tutan,
Asilzadeymişçesine dolanan,
Uluorta yalanan.

"Gel pisi pisi" dendiğinde şöyle bir bakıp,
"Hah, ben mi?" diye kıçını dönüp giden.
Sinirlendiğindeyse "Pıhh"layıp,
Şöyle bir Osmanlı patisi nakşeden.

Bi kedi olmak istiyorum şimdi..
Bi yaprağın peşinden koşmak,
Oraya buraya sürünüp durmak
Ve gevezece miyavlamak.

Gel pisi pisi..

About